Kıymetli okurlarım, yazı yazmak insanın kendini ifade ettiği ve kendisini gerçekleştirdiği en önemli iletişim biçimlerindendir. Yazı yazmanın kişiye adeta bir rehabilitasyon etkisi yaptığı yönünde değerlendirmeler vardır. Yazı yazmak yazarı da okuyanı da rahatlatan ve iyi hissettiren bir etki yapar. Yazı yazmak için motivasyon arayanlar bilgiye, motivasyona, enerjiye, sevgi ve ilgiye ihtiyaç duyan insanları düşündüğünde kendi motivasyonlarının arttığını net bir şekilde hissedebilirler. Yazı yazmak tarihe bir not düşmek ve kıymetli bir eser bırakmaktır.
Bir iş yapmak için harekete geçme güdüsüne motivasyon denir. “Bireylerin günlük yaşantılarında gösterdikleri birçok davranışın hızı, şiddeti ve sürekliliğini belirleyen birtakım etkenler vardır. Bu etkenler, içten (bireyin kişisel özellikleri) ya da dıştan (çevre) gelen çeşitli faktörlerden etkilenmektedir”[1]. İnsan biyolojik, psikolojik, duygusal ve sosyal bir varlık olduğu için üç temel gelişim alanına sahiptir. Bu gelişim alanlarının her birisine göre farklı motivasyon unsurları devreye girer. Bu yazımda motivasyon konusunu Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi çerçevesinde ele almaya çalışacağım. Maslow teorisi veya Maslow’un ihtiyaçlar hiyerarşisi, Amerikalı psikolog Abraham Maslow tarafından 1943 yılında yayınlanmış bir çalışmada ortaya atılmış ve sonrasında geliştirilmiş bir insan psikolojisi teorisidir [2].
İnsanın hayatını biyolojik olarak devam ettirebilmesi için öncelikle enerjiye ihtiyacı vardır. Issız bir adada yaşayan bir insan yaşamak için öncelikle besin bulmak zorundadır. Hissedilen açlığın derecesi şiddetlendikçe yiyecek aramak için gerekli olan motivasyonun derecesi artar. Eski tarihi dönemlerde yaşamak için besin bulmak zorunda olan insan avcılık ve toplayıcılık yapıyordu. Yiyecek bulmak için gerekli motivasyonu bulamayan insan ölmekten kurtulamazdı. Bu durum bugün de aynen geçerlidir. Öncelikli olan yaşamak için yetecek kadar gerekli olan yiyeceğin lezzetinden ziyade varlığıdır. Karnı tok olan bir insanı motive eden diğer bir unsur zevk ve lezzettir. Tok olan bir insanın lezzetli bir kebap ya da baklava için kendisini motive etmesi biraz daha zorlaşır. Bahsettiğimiz motivasyon ilkeleri normal ve sağlıklı insanlar için geçerlidir. Akli melekeleri yerinde olmayan insanın motivasyonunda sıkıntı olabilir.
Beslenme ihtiyacını karşılayan bir insanın hayatta kalabilmesi için barınmaya ihtiyacı vardır. Fakat barınacak yeri bulabilmek için de enerji toplaması gerekir. Hem oturup dinlenmek hem de yiyeceklerini depolayıp korumak ve pişirmek zorunda olan insan bir barınak yapmaya ihtiyaç duyar. Soğuk, sıcak ve vahşi hayvanlardan korunmak gibi zorunluluklarda ortaya çıkan barınma ihtiyacının şiddeti barınak yapma istek ve arzusunu belirleyen temel bir motivasyon unsurudur. Issız adadaki bir insan için bir mağara, bir ağaç kovuğu ya da bir çadır barınak görevi görebilir. İstek ve ihtiyacın şiddeti motivasyonu artıran temel bir belirleyici olarak devreye girmektedir.
Karnı tok, sırtı pek ve yuvası hazır olan bir insanın aklına, neslini devam ettirmek için bir eş bulmak ve yuva kurmak arzusu gelebilir. Bu düşünce ne kadar güçlü ise bir eş bulma motivasyonu da o kadar güçlü olacaktır. İnsanların neslini devam ettirme isteği temel bir motivasyon gerekçesi olmakla birlikte eğer cinsel bir zevk olmasaydı belki de insan nesli devam etmeyecekti. O halde yapılan işten alınacak zevk temel bir motivasyon unsurudur. Bu nedenle yapılan her işi zevkli hale getirmek ve zevkli yönlerini bulmak gerekir.
Fiziksel ihtiyaçlarını karşılayan bir insanı motive edecek üst düzey amaçlar aklına gelebilir. Bu amaçları, insanın kendini gerçekleştirme isteği olarak ifade edebiliriz. Biyolojik ve maddi ihtiyaçlarını karşılayan bir insan metafizik hedeflere yönelmek eğilimindedir. Fakat bu noktada insanı bekleyen tehlike rahat içinde yaşamaktan gelen tembellik duygusudur. Rahat bazen o kadar tehlikelidir ki insanın hareket kabiliyetini ortadan kaldıran bir felç etkisi yapabilir. Ilık su ile doldurulup yavaş yavaş ısıtılan bir kazana atılan kurbağanın rahat için de duş alırken haşlandığı hikâyeyi duymuşsunuzdur. Demek ki rahat içinde yaşamak bazen öldürücü bir etki yapabilir. Bir de süt kazanına düşen ve boğulmamak için çırpınan bir kurbağanın bir lokma yağ yapıp onun üzerine tutunarak hayatta kalma hikayesini hatırladığımızda çalışmak ve çabalamak hayatta kalmanın en önemli ilkesi olduğunu görürüz. Bu iki örneğin birincisi motivasyonu bitiren rahat yaşama isteği, ikinci örnekteki ise yaşama isteğinden kaynaklanan motivasyonunun verdiği gayret ve çabadır. Bu motivasyon yaşatan bir enerjiye dönüşmüştür. IKIGAI kitabında okuduğum bir hikayede, Japon balıkçılar okyanusta yakaladıkları balıkların su dolu havuzda bozulmalarını önlemek için bir çare aramışlar. Çözümü su havuzuna bir köpek balığı yavrusu atmakta bulmuşlar. Köpek balığından kaçmak için çabalayan balıklar da canlılık ve tazeliğini korumuş. Sonuç olarak insan hayatta bir eser bırakmak istiyorsa vizyoner bir hedefe yönelmelidir. Bu hedef ne kadar güçlü ve cezbedici olursa insan o kadar hızlı koşacaktır. Kendisini motive etmek isteyen her insan beyninin içine bir köpek balığı atmalıdır! Yani sembolik anlamda ifade ettiğimiz bu köpek balığı bir amaç, bir dert, bir sorun olabilir. Dertsiz ve tasasız olmak motivasyonu düşüren bir etki yapabilir. Buradaki dert, bir tasa, bir arzu, bir sorunu çözme çabası anlamındaki sosyal sorumluluk anlamında kabul edilmelidir.
Şimdi gelelim yazma motivasyonuna. Bu yazının buraya kadar yaklaşık olarak yarım saatte yazıldığını söylesem ne düşünürsünüz? Sizce abartıyor muyum? Fakat gerçek o ki bu yazı yarım saatte yazıldı. Peki, bu motivasyonu nereden buldum. Öğretmenlerden oluşan bir arkadaş grubundaki yazı yazmanın güçlüğü üzerine yaptığımız konuşmalardan buldum. Demek ki bir sorun, bir arzu, bir istek, bir amaç yazı yazmanın motivasyon kaynağı olabilir. Sürekli olarak yeni bilgi girişi sağlayan insanlar farklı konularda daha kolay yazı yazabilir. Çünkü insan beyni un değirmenine benzer. Değirmen taşlarının arasında buğday varsa un öğütür. Buğday yoksa taşlar birbirini öğütür.[3] Hızlı veri girişi ve öğrenme yazı yazmayı kolaylaştıran bir unsurdur.
Etkili bir konuşma yapmanın ilkelerini sıralayan Lary King, konuşmaya başlarken anlatacaklarınızı maddeler halinde söyleyin, söylediğiniz maddeleri örneklerle detaylandırın ve anlattıklarınızı özetleyin demektedir. Etkili yazı yazmak da inanın bundan farklı bir şey değil. İyi ve kaliteli bir yazı yazmak için iyi bir başlık seçin, yazacaklarınızı giriş kısmında maddeler halinde özetleyin, maddeleri detaylandırıp kaynaklarla destekleyin ve sonuçta önerilerinizle yazıyı bitirin.
Kıymetli okurlarım, yazı yazmak insanın kendini ifade ettiği ve kendisini gerçekleştirdiği en önemli iletişim biçimlerindendir. Yazı yazmanın kişiye adeta bir rehabilitasyon etkisi yaptığı yönünde değerlendirmeler vardır. Yazı yazmak yazarı da okuyanı da rahatlatan ve iyi hissettiren bir etki yapar. Yazı yazmak için motivasyon arayanlar bilgiye, motivasyona, enerjiye, sevgi ve ilgiye ihtiyaç duyan insanları düşündüğünde kendi motivasyonlarının arttığını net bir şekilde hissedebilirler. Yazı yazmak tarihe bir not düşmek ve kıymetli bir eser bırakmaktır.
Bu yazı yazılmaya başladığından itibaren 45 dakika zaman aldı. Şimdi son bir dil kontrolünden sonra yayınlanabilir. Siz de hemen şimdi neden bir sayfalık bir yazı kaleme almayı düşünmüyorsunuz? İsterseniz ve denerseniz siz de başarabilirsiniz. Yazdıkça yazma yeteneğinizin geliştiğini göreceksiniz.
Kendinizi gerçekleştirmek için, bir eser bırakmak için, kendinizi iyi hissetmek için sizlere iyi yazmalar dilerim. Kolay gelsin.
29.04.2021
İstanbul
Dr. Nadir Çomak
[1] Akbaba, S. (2006). Eğitimde motivasyon. Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Dergisi, (13), 343-361.
[2] https://tr.wikipedia.org/wiki/Maslow_teorisi
[3] İbn-i Haldun