Dr. Nadir Çomak
İnsanların birbiri ile kurduğu karşılıklı etkileşime iletişim denir. İletişim kurmak için öncelikle bir ileti gönderilmelidir. Gönderilen iletiyi alacak bir alıcının bulunması iletişimin kurulması için gereklidir. İletişimin başarısı iki kişi arasında devam eden ileti gönderme döngüsü sonucunda gerçekleşen anlaşma ile ölçülür. Anlaşma varsa iletişim başarılıdır demektir. Gönderilen iletiler sözlü veya sözsüz olabilir. Sözlü iletişim kelimelerle olabileceği gibi sesli işaretlerle de olabilir. Yani ıslık çalarak ya da seslenerek de insanlarla iletişim kurmak mümkündür. Önemli olan gönderilen iletinin anlaşılması ve geri bildirimde bulunularak anlaşıldığının söylenmesidir. Sözsüz iletişim yazı ile veya beden dili ile verilecek mesajlarla kurulur. İşaretler, jest ve mimiklerle de mesaj gönderilebilir. İletimin kalitesi gönderilen iletinin kalitesine bağlıdır. Mesaj ne kadar açık, net ve anlaşılır olursa insanlar gönderilen mesajı o kadar doğru anlar. Yeni doğan bir çocuktan yaşlı bir insana kadar her insan çevresine iletişim sinyalleri gönderir.
İnsan hayatının her döneminin kendisine has iletişim özellikleri vardır. Çocuklarla iletişim, gençlerle iletişim, hastalarla iletişim, ihtiyarlarla kurulacak iletişim kendine özgü birtakım hassasiyetler gerektirir. İletişimin kalitesi gönderilen iletinin parazitsiz ve net bir şekilde gönderilmesi ve net bir şekilde anlaşılmasına bağlıdır. Başarılı bir iletişimde insanın zihinsel ve duygusal özelliklerine hitap edilmelidir. İnsanların kişilik ve karakter özellikleri, yaşadıkları çevre, kültürel özellikleri, yaş durumu, sağlık durumu ve içinde bulundukları yaş dönemi iletişimin niteliğini etkileyen faktörlerdendir.
İletişim kurmak için kullanılan teknik araçlara iletişim teknolojileri adı verilir. Eskiden duman ve güvercin ile iletişimi kurulurken matbaanın icadıyla kitap ve gazeteler iletişim aracı olarak işlev görürken daha sonra telsiz, telgraf ve radyo, televizyon ve telefon iletişim aracı olarak kullanılmıştır. Bugün ise internet teknolojisinin sunduğu imkanlar sayesinde akıllı telefonlar ve bilgisayarlar ile çok daha hızlı iletişim kurmak mümkün olmaktadır. (Karahi̇sar, 2013), sosyologların X, Y ve Z kuşaklarına göre sınıflandırdığına dikkat çekerek günümüzde gençlerin internet sayesinde hızlı ve acele bir şekilde ve Türkçe yazım kurallarına da çok uymadan ve çoğunlukla İngilizcenin yaygın kullanımının etkisinde kalarak iletişim kurduklarından bahisle Türkçe’nin maruz kaldığı olumsuz etkilere vurgu yapmaktadır. Böylece hız ve acelecilik, gençlerin yetişkinlerle sağlıklı iletişim kurmalarında bir iletişim engeli olarak kabul edilebilir.
Yaşadığımız dijital çağda yeni teknolojilerden bahsedilirken insanların iletişim alışkanlıkları da hızla değişmektedir. Z kuşağı gençlerin iletişiminde iletişim teknolojileri son derece önemli bir yer tutmaktadır. Gençler yaşlı nüfusa göre iletişim teknolojilerini ve sosyal medya araçlarını daha ustalıkla kullanmaktadır. Bu araçlarla eski kuşaklara göre daha geniş bir yelpazede farklı insanlarla kolaylıkla iletişim kuruyorlar. İletişim teknolojileri ve internet sayesinde farklı dillerde iletişim kurmak da son derece kolaylaştığı için sınırların ortadan kalktığı bir dünyada zengin bir iletişim kurma fırsatlarına kavuşuyorlar. Bu zenginlik ve iletişim fırsatları gençlerin kendi sanal dünyalarını kurmalarına yol açıyor. Bu yeni sanal dünyaya girmek için de gençlerin geliştirdiği kendine has iletişim kodlarından oluşan dili kullanmak gerekiyor.
(Tuncer, 2016) Z kuşağı gençlerin ortalama 7 saat civarında internet ortamlarında oyun oynayarak zaman geçirdiğine dikkat çekmekte ve internette fazla vakit geçiren gençlerin öz güvenlerinin arttığına, sosyalleşme becerilerinin geliştiği, yardımlaşama becerilerinin geliştiği gibi olumlu bulgulara ulaşıldığını ve sosyal medyada az vakit geçiren gençlerin asosyal olarak nitelendirildiklerini belirtmektedir. Bu bilgiler ışığında çocukların ve gençlerin elinden telefonlarını alamayan ebeveyn ve yetişkinlerin bu gençlerle internet yoluyla iletişim kurmasından başka bir seçenek kalmamaktadır. Zira telefonu ile günde en az 7 saat zaman geçiren bir genç ile geleneksel iletişim kanallarını kullanarak iletişim kurmak son derece güçleşmektedir. İnternet teknolojilerini, akıllı telefonları ve sosyal medya mecralarını kullanma konusunda yetersiz olan yetişkinlerin asosyal olarak nitelenmesi ve iletişim kanallarının tıkanması da önemli bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu sorunlar gençlerle ebeveynler ve eğitimciler arasında yeni iletişim çatışmalarının yaşanmasına yol açmaktadır.
İletişimin genel geçer kuralları Z kuşağı gençler için de aynı kuralları içinde barındırıyor. Her insanın önemli ve değerli olmak ihtiyacı hissettiği gibi gençler de önemli ve değerli olduklarını hissetmek istiyor. Gençlerle iletişimde öncelikle onları birer insan olarak saygı ve sevgi ile kabul etmek gerekiyor. Eleştirmeden, yargılamadan, ötekileştirmeden, değiştirmeye çalışmadan kabul etmek gerekiyor. Günümüzün gençleri radikal ve fanatik tavırlardan hoşlanmıyor. Sevgi merkezli olarak eşitlik ve özgürlük çerçevesinden rahat bir iletişim kurmayı tercih ediyorlar. Gençler; değerlerin, normların, inançların ve kararların dayatılmasından asla hoşlanmıyorlar. Aslında hiçbir insan dayatmalardan hoşlanmaz fakat sessiz kalabilir. Günümüz gençleri dayatmalara karşı önlerindeki zengin iletişim fırsatlarını kullanarak kolaylıkla farklı kanallardan tepki gösterebiliyorlar. Bu noktada çözüm modelleme dediğimiz örnek olmaktan geçiyor. (Fabbri-Destro and Rizzolatti, 2008’den akt. (Kalat, 2009), ayna nöronların duygusal özelliklerin, yüz ifadelerinin, dil becerilerinin modellemesindeki öneminden bahsederek empatinin temellerinin ayna nöronların işlevinden kaynaklandığını belirtmektedir. Ayna nöronlar ilk olarak maymunlar üzerinde yapılan deneylerle keşfedildi. İnsanlarda da aynı mekanizmanın çalıştığı görüldü. Taklit ederek öğrenmedeki önemi anlaşıldı. Motor ve dil becerileri ile özellikle empati, sempati ve diğer duygusal ifadelerin öğrenilmesindeki öneminin farkına varıldı (Kalat, 2009). Üstün Dökmen ’de İletişim Çatışmaları ve Empati isimli kitabında iletişim çatışmalarına girmeden sağlıklı bir iletişim kurmanın ilkelerine dikkat çekilmektedir (Dökmen, 2001).
Thomas Gordon, Etkili Öğretmenlik Teknikleri ve Etkili Ana-Baba Eğitimi ve Etkili Liderlik Eğitimi kitaplarında gençlerle iletişim kurmanın 12 engelinden bahsediyor. Bu engeller gençlik dönemini yaşayan bütün insanların istediği ilkeler aslında. Gençlerin kabul etmediği ve direndiği ve bu iletişim kalıplarını kullanan kişilerden gençleri uzaklaştıran 12 iletişim engeli şunlardır:
1-Emir vermek, yönlendirmek.
2- Uyarmak gözdağı vermek.
3-Ahlak dersi vermek.
4-Öğüt vermek, çözüm ve öneri getirmek.
5-Öğretmek, nutuk çekmek, mantıklı düşünceler önermek.
6-Yargılamak, eleştirmek, suçlamak, aynı düşüncede olmamak.
7- Ad takmak, alay etmek, yorumlamak, analiz etmek, tanı koymak.
8-Övmek, aynı düşüncede olmak, sürekli olumlu değerlendirme yapmak.
9-Güven vermek, desteklemek, avutmak, duygularını paylaşmak.
10-Soru sormak, sınamak, çapraz sorguya çekmek.
11-Sözünden dönmek, oyalamak.
12- Alay etmek, şakacı davranmak, konuyu saptırmak (Gordon, 2002).
Gordon gençlerle etkili iletişim kurmanın anahtarı olarak etkili dinleme becerisini uygulamanın önemine özellikle vurgu yapıyor. Etkili dinlemenin önemi S “Etkili Ailelerin 7 Alışkanlığı” isimli kitapta 5. Alışkanlık olarak; önce anlamaya çalış, sonra anlaşılmayı bekle, tavsiyesinde bulunarak empatik iletişimin önemine ve etkili dinlemenin iyileştirici gücünün altını çizmektedir (Stephane R. Covey, 1997). Gordon ve Covey tarafından yazılan bu iki kitap gençlerle iletişim kurmakta zorlanan yetişkinler için yararlı ipuçlarını sunmaktadır.
Sonuç:
Z kuşağının temsilcisi olan gençlerle etkili iletişim kurabilmek için 4. Endüstri devrimi ya da dijital çağ olarak da adlandırılan yaşadığımız Post modern çağın getirdiği yeni anlayış ve yaklaşımları yakından tanımak yararlı olabilir.
Kuralların ve kurumların önemini yitirdiği, tek doğrulu inançların ve değerlerin tartışılır hale geldiği, seçeneklerin çoğaldığı ve tel örgülü sınırların ortadan kalktığı, bulut teknolojilerinin kullanıldığı, internet çağında gençlerle iletişim kurmanın alışılmadık ve yeni iletişim kalıplarını içerdiği konusunda farkındalık geliştirilmesi yararlı olabilir.
Kendini yenilemeden, esnek ve anlayışlı olmadan, kendi kişisel gelişimine yatırım yapmadan Z kuşağı ile iletişim kurmanın kendi içinde güçlükler barındırabileceği dikkatlerden uzak tutulmamalıdır.
Z kuşağı gençlerle iletişim kurmak için öncelikle yetişkinlerin yenilenmesi, gelişmesi, esnek bir iletişim dili kullanması ve hızlanması gerektiği konusunda gayretler artırılabilir.
Hız çağında sabırsızlaşan gençlerle iletişim kurmak, sabırsız yetişkinlerin zorlanabileceği bir iletişim sürecini başlatabilir.
Dijital çağda, dijital gençlerle, dijital hızda bir iletişim kurabilmemiz temennisiyle sağlıklı ve mutlu günler dilerim.
KAYNAKLAR
Dökmen, Ü. (2001). İletişim Çatışmaları ve Empati (1st ed.). Sistem Yayıncılık.
Gordon, T. (2002). Etkili Öğretmenlik Teknikleri E. Ö. E. T. (13th ed.). Sistem Yayıncılık.
Kalat, J. W. (2009). Biological Psychology (J. Potter (ed.); 10th ed.). Wadsworth.
Karahi̇sar, T. (2013). Dijital Nesil, Dijital İletişim ve Dijitalleşen Türkçe . AJIT-e: Bilişim Teknolojileri Online Dergisi, 4(12), 71–83. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1114387
Stephane R. Covey. (1997). Etkili Ailelerin 7 Alışkanlığı (1 (ed.)). Beyaz Yayınları.
Tuncer, M. U. (2016). Ağ Toplumunun Çocukları: Z Kuşağının Kişilerarası İletişim Becerilerinin Çok Boyutlu Analizi. Atatürk İletişim Dergisi, 10, 33-46. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/397935