2021 Yılında Neler Öğrendim?

Dr. Nadir Çomak

04 Ocak 2021 tarihinde Boğaziçi üniversitesine rektör olarak atanan Melih Bulu öğrencilerin uzun süre devam eden protestoları sonucunda görevinden alındı. Bu olayı izleyerek yöneticilerin liyakatli insanları atamasının, öğrencileri daha iyi anlamasının ve gençliğin değerini bilmesinin ne kadar önemli olduğunu fark ettim.

01 Mart 2021 tarihinde kontrollü serbestlik başladığında evlerimizde ne kadar bunaldığımızı ve özgürlüğün ne kadar önemli olduğunu anladım.

20 Mart 2021 tarihinde İstanbul Sözleşmesi hakkında Resmî Gazetede yayınlanan kararname ile Türkiye bakımından fesih edilmesi kararı verildi. Bu durum bana kanunlar, yönetmelikler ve yönergeler hazırlanırken çok dikkatli olunması gerektiğini ve bazen takımların kendi kalesine attıkları golü çıkarmalarının ne kadar zor olduğunu gösterdi.

14 Nisan ve 29 Mayıs tarihleri arasında devam eden tam kapanma uygulamaları sayesinde temiz havanın ve doğal ortamda yürümenin ve nefes almanın ne kadar önemli olduğunu anladım.

28 Temmuz 12 Ağustos tarihleri arasında 49 ilde çıkan 299 orman yangınında Türkiye’nin ciğerleri dağlandı. Ormanlarımızın ne kadar değerli olduğunu ve iklim değişikliğine dur demek için aktif bir çevre gönüllüsü olmanın önemini fark ettim.

31 Temmuz 2021 tarihinde milli okçumuz Mete Gazoz ve milli boksörümüz Busenaz Sürmeli Tokyo’da olimpiyat şampiyonu oldu. Bu olay bilimin ışığında yapılan antrenman ve iyi bir takım çalışmasının ne kadar önemli olduğunu fark etmemi sağladı. Çocuklarımızı ve gençlerimizi keşfetmenin önemini anladım.

11 Ağustos’ta Bartın, Sinop ve Kastamonu’daki sel baskını ve heyelan olayları sonucunda 82 vatandaşımızın hayatını kaybetmesinin verdiği derin üzüntü ile, “akarsu, yatağını kimseye kaptırmaz” diye Çin atasözünün anlamını ve çarpık yapılaşmaya izin veren imar planlarının ne kadar hatalı olduğunu yeniden fark ettim.

19 Eylül 2021 tarihinde Türkiye Ampüte milli takımı dünya şampiyonu oldu. Bu olaydan engellerin kafalarda olduğu ve insanların önce zihinlerindeki bariyerleri kaldırması gerektiğinin[1] önemini fark ettim.

21 Eylül 2021 tarihinde başlayan Teknofest etkinliklerinde çocuklarımız ve gençlerimizin ne kadar yetenekli olduğunu, motive edildikleri ve güzel örnekler gördüklerinde yeni mucitlerin yetişmesinin mümkün olduğunu fark ettim.

06 Ekim 2021 tarihinde Türkiye Paris anlaşmasını imzalayarak iklim değişikliğine karşı aktif bir eylem planı içinde olmaya karar verdi. Bu olay ülkemizin iklim değişikliği konusunda harekete geçmekte ne kadar geç kaldığını daha iyi fark etmemi sağladı.

16 Kasım 2021 tarihinde hayatını kaybeden Sezai Karakoç’un sessiz ve vakur yaşantısından onurlu yaşamak gerektiğinin önemini tekrar anladım. 2021 yılında vefat eden Doğan Cüceloğlu’nun vefatı ile yıldız gibi yol gösteren bilge bir insanı kaybetmenin ne kadar büyük bir kayıp olduğunu fark ettim. 2021 yılında o kadar çok dost ve arkadaşımı kaybettim ki ölümün sıcaklığını her daim hissederek hiç ölmeyecekmiş gibi çalışıp yarın ölecekmiş gibi yaşamak gerektiğini derinden hissettim.

2021 yılında 50.000 kişiden fazla insanımızın koronavirüs (covid-19) nedeniyle hayatını kaybetmesinden çok üzüntü duydum ve dostlarımızı henüz yaşarken aramanın sormanın, ziyaret etmenin, onlara sarılmanın ve sevdiğimizi söylemek gerektiğinin önemini anladım.

01-21 Aralık 2021 tarihlerinde yaşadığımız dövizdeki dalgalanmalar karşısında güçlü bir ekonomiye sahip olmanın ne kadar önemli olduğunu ve hayat şartlarının hiç de kolay olmadığını, 2001 krizini yaşamış bir kişi olarak üzülerek hatırladım.

2021 yılında online eğitimin önemini anlarken bir taraftan da uzaktan eğitimin çocuklarımızı gelişimsel açıdan ne kadar geri bıraktığını ve eğitimde açılan yaraların önümüzdeki 5 yılda bile zor kapanacak gibi göründüğünü ve daha fazla çalışmak gerektiğini anladım.

2021 yılında masa başında oturarak çalışmaktan ötürü hareketsiz kalmanın zararlarını yaşayarak gördüm ve sporun, egzersizin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha fark ettim.

2021 yılında nefes almayı, yürümeyi, koşmayı, dostlarımın varlığının ne kadar önemli olduğunu derinden hissettim.

2021 yılında çevreyi, bitkileri, hayvanları, insanları, daha fazla sevmem gerektiğini öğrendim.

2021 yılında Winston Churchill’in başarıyı tarif ettiği,[2] “başarı, istekte azalma olmaksızın başarısızlıktan başarısızlığa koşma becerisidir” sözlerinden ilham alarak yılmadan, bıkmadan ve vazgeçmeden çalışmanın ne kadar önemli olduğunu öğrendim.

2021 yılında yaşadıklarım ve öğrendiklerimden hareketle daha az hata yapmak için çalışacağım.

2022 yılında aileme, ülkeme ve insanlığa daha yararlı işler yapmam gerektiğine dair olan inancım arttı.


[1] “Zihindeki bariyerleri kaldırmak” sözü 24 Kitchen TV ekranlarında 21.12.2021 tarihinde, 17.00’da yayınlanan yemek programındaki aşçı Mehmet ustanın sözünden alınmıştır.

[2] Kayakçı Moli’nin Hayatı, Filminden alınmıştır, D’Smart TV, 20.12.2021 saat 23.00

Geleceğin Eğitimini Hayal Etmek

Dr. Nadir Çomak

Dünyanın çocuklarımız için yaşanabilir bir yer olarak kalması için eğitimin geleceğini ve geleceğin eğitimini yeniden hayal etmeliyiz. Çocuklarımızı, robotik teknolojilerin hâkim olacağı yeni dünyada robotların asla yapamayacağı becerilerle donatmalıyız. Çocuklarımızı bilginin hamalı değil yaratıcı fikirler üretebilen, girişimci, analitik düşünebilen, inisiyatif kullanabilen nitelikli insanlar olarak yetiştirmeliyiz.

UNICEF tarafından yayınlanan Responding to COVID-19 raporuna göre dünya çocukları hakkında çok sarsıcı ve üzücü bilgilere yer veriliyor. Bu rapora göre:

  • “2020 yılı sonuna kadar 142 milyon çocuğun daha parasal yoksulluğa düşeceği ve sosyal korumaya erişimden yoksun olacağı tahmin ediliyor.
  • Okulları kapalıyken her 3 okul çocuğundan en az 1’i uzaktan eğitime erişemedi ve 1,6 milyar çocuk ve genç okulların kapanmasından etkilendi.
  • Kadınların sağlık hizmetlerine erişme olasılığı veya erişimi daha az olduğu için 12 ayda 200.000 ek ölü doğum meydana gelebilir.
  • Düşük ve orta gelirli ülkelerde, sağlık hizmetlerindeki aksamaların ve artan yetersiz beslenmenin en kötü tahminlerinin bir sonucu olarak 12 aylık bir süre içinde 5 yaşın altındaki 1,2 milyon çocuk daha ölebilir.
  • En az 68 ülkede 1 yaşın altındaki yaklaşık 80 milyon çocuk hayat kurtaran aşıları kaçırabilir.
  • 2020 sonu itibariyle 59 ülkede mülteciler ve sığınmacılar, ulusal sosyal koruma önlemlerinin dışında tutuldu.
  • 5 yaşın altındaki 6,7 milyon çocuk önümüzdeki 12 ay içinde israftan mustarip olabilir; bu yüzde 14’lük bir artış, ayda 10.000’den fazla çocuk ölümüne neden olabilir- çoğunlukla Güney Asya, Sahra altı Afrika ve Afrika’da.
  • İlkokula başlama yaşının altında olan tüm çocukların tahmini yüzde 43’ünün (349 milyon) çocuk bakımına ihtiyacı var, ancak buna erişimi yok.
  • Şiddet önleme ve müdahale hizmetlerinin COVID-19 nedeniyle kesintiye uğradığı 104 ülkede 1,8 milyar çocuğun yaşadığı bir zamanda stres, hapsetme ve yoksulluk ciddi çocuk koruma riskini hızlandırıyor.
  • On yılın sonundan önce yaklaşık 10 milyon ek çocuk evliliği meydana gelebilir (UNICEF 2020).

Bu verileri dikkatle incelediğimizde çocukların temel haklarından olan yaşama, sağlık, barınma ve eğitim haklarından mahrum olduğunu görüyoruz. En doğal haklarına bile ulaşamayan çocukların durumunun düzelmesi için neler yapılabileceğini düşünmemiz gerekiyor. Eğitimciler ve eğitim araştırmacıları geleceğin eğitimini ve geleceğin dünyasını hayal etmek için daha fazla zaman kaybetmeden işe koyulmalıdır.

Geçtiğimiz hafta 1. İstanbul Eğitim Zirvesini takip ettim (1. İstanbul Eğitim Zirvesi, 2021) ve bu, kayda değer farkındalıklar kazanmak isteyenler için iyi bir fırsat oldu. Dünya’nın farklı üniversitelerinden eğitimcilerin katıldığı bu toplantıda eğitimin geleceği konuşuldu. Pandemi ile birlikte geleneksel eğitim yaklaşımlarının ortadan kalktığı ve yeni eğitim yaklaşımlarının konuşulur hale geldiği vurgulandı. Pandemi döneminin eğitimi yeniden geleceğe göre modellemek için önemli bir fırsat oluşturduğu üzerinde duruldu. Bu zirvede Fernando Reimers (Ford Vakfı Uluslararası Eğitim Uygulamaları Profesörü, Harvard Üni.), Pandmemi müfredatta yapısal bir değişim getirecek mi? Sorusunu şu şekilde cevapladı: “Pandemi okulların sosyo-ekonomik bağlamını değiştirdi. Neler yapabiliriz diye düşünme zamanı. UNICEF bu konuda 3 rapor hazırladı. Son rapora göre: toplum, ancak eğitim bileşenleri değiştikçe değişebilir. Eğitime 1000 feet yükseklikten bakarken şimdi BM insan hakları üzerinden eğitimi yeniden kurguluyor.

Küresel müfredat nasıl yapılandırılmalıdır” sorusuna ise şu cevabı verdi:

  1. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerini gerçekleştirmek ve
  2. Eşitsizlik ve fakirliği ortadan kaldırmak için çalışmak.

Reimers şu şekilde devam etti, “Birlikte yaşama kültürünü hayata geçirmeliyiz. 180 Beceride BM insan hakları beyannamesi lisede müfredata çevrildi. İklim değişimi ve eşitsizliklere odaklanmak gerekiyor. Küresel dünyada her bireyin haklarına saygı göstermek gerekiyor. Okulun dışında öğrenim nasıl yapılabilir. Fark yaratma becerileri nerelerdir. İnsan haklarının gerçeğe dönüşmesi için neler yapılabilir. İnsanların ne kadar savunmasız olduğunu bize pandemi gösterdi. Kendi ayakları üzerinde durabilen bireyler yetiştirmek gerekiyor. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin öğrencilere aktarılması gerekiyor. Sürdürülebilirlik müfredatın şekillendirilmesinin anahtarıdır.” Zor zamandan geçen dünyamızca dirençli, dayanıklı ve esnek bireyler yetiştirmemiz gerekiyor. Bu konuda eğitim zirvesinde konuşan Bem Le Hunte (Prof. G. Director of Teaching and Learning Ünv. Of Tecnology Sydney), “17 Farklı disiplinin bir arada çalıştığı bir eğitim tarzı üzerinde çalışıyoruz. Bilgi almak yeterli değil. Sosyal girişimcilik, sosyal değerlerin anlaşılması çok önemli. Bireyselleştirilmiş eğitimi esas alınmalı. Yarışmacı ve sıralayıcı değil, işbirlikçi öğrenmeyi öncelemeliyiz.” Sözleriyle disiplinler arası çalışmalara ve çocukların bireysel farklılıklarına dikkat çekti.  B. Franklin’in “Ya birlikte var olacağız ya da ayrı ayrı asılırız” sözüne atıf yaparak, “Doğaya karşı sorumluluklarımız var ve bu sorumluluklarımızı hep birlikte yerine getirmezsek hep birlikte yok olacağımızı ve yaratıcılık becerilerinin önemini, girişimcilik ve dayanıklılık ve esneklik gibi kavramların üzerinde durmanın önemini” vurguladı.

“Eğitimin Geleceği” oturumunda Antony Seldon (Former Vice-Chancellor ünv. Of Buckhingam) “Okullar çocukların kafasına zorla bilgi sokuyor, yeni öğretim modelleri araştırılmalı. Bir öğrenci ne zaman en iyi öğrenir, gece mi, gündüz mü, hafta sonu mu? Kütüphanelerin ömrü doldu. Öğrenciler 5 tıkla bilgiye ulaşıyor. Neden kütüphaneye gelsinler ki? Yeni eğitim tasarımları geliştirilmeli.” Diyerek önemli konu başlıklarına dikkat çekti. Yeni eğitim modelleri geliştirilirken teknolojik gelişmelerden yararlanmakla birlikte çocukların bireysel farklılıklarına göre eğitim tasarımı yapmanın ve kütüphanelerin bir müze haline gelmesine dikkat çekilmesi oldukça ilginç kabul edilebilir. Bilgiye ulaşmanın çok kolaylaştığı günümüzde kütüphanelerin rolü ve yeni formları halihazırda yeniden kurgulanmalıdır.

Andreas Schleicher (Eğitim ve Beceriler Başkanlığı Direktörü, OECD), “Yalnızca akademik başarı yeterli değil. Farklı insanlarla birlikte yaşayabilmeli ve birlikte başarmayı öğrenmeliyiz. Ağaçları değil ormanı görmeliyiz.” Diyerek insanlığın birlikte yaşama kültürünün ilkelerini uygulayarak sorunlara birlikte çözümler bulmaları gerektiğini ifade etti.

Pasi Sahlberg (Eğitim Politikaları Profesörü, New South Wales Üniversitesi), “Çocukların ve gençlerin okul ve eğitim tasarımında düşüncesi alınmalıdır. İklim değişimi gibi konularda öğrencilerin kendi bulundukları sistemlerde daha çok söz sahibi olmasını isterim.” Diyerek öğrencilere alacakları eğitim ve yaşayacakları dünya hakkında daha fazla söz verilmesi gerektiğini vurgulaması önemliydi. Çünkü geleceğin dünyasında yaşayacak olan çocukların alacakları eğitimden yaşayacakları dünyaya kadar her alanda düşünceleri alınmalıdır. Aksi taktirde çocuklara ulaşmak imkânsız olacak derecede zorlaşmaktadır. Aynı konuya vurgu yapan Sir Anthony Seldon (Eski Rektör Yardımcısı, Buckingham Üniversitesi), “Gelecekte, çocuklar okulların nasıl olacağı konusunda fikir sahibi olmalıdır. Yöneticiler karar verme konusunda çekingen davranabiliyor. Eğitimin bütün bileşenlerinin söz sahibi olduğu ve etkileşimli ve eğlenceli bir okul sistemi kurmalıyız. Hep birlikte geleceği çoğunluğun kararına göre şekillendirebiliriz.” Derken okulun bütün paydaşlarının katılımının önemine dikkat çekti.

Bem Le Hunte (Eğitim Profesörü, Öğretme ve Öğrenim Direktörü, Sydney Teknoloji Üniversitesi), Pandemi sonrasında önümüzde bekleyen devasa sorunlar karşısında “İşe yarayan bir sistem bulana kadar denememiz gerekiyor. Kişiye göre özelleştirilmiş eğitim tasarlamalıyız.” Diyerek gelecek için yeni eğitim modelleri geliştirmenin önemine dikkat çekti.

Dünya Pandemi ve sonrasını böyle görüyor. Türkiye’den dünyaya baktığımızda eğitimciler ve akademik alanda araştırma yapan araştırmacılar olarak çocukların geleceği için geleceğin eğitimini ve eğitimin geleceğini yeniden hayal etmeliyiz.

Gelecekte yapay zekanın ve robotların hâkim olacağı bir dünyada bilgisayarın yapamadığı ve asla yapamayacağı becerileri belirleyerek bu becerileri çocuklara kazandırmalıyız.

Modası asla geçmeyecek olan ve makinaların asla yapmayı başaramayacağı, sevgi, saygı, merhamet, vicdan, anlayış, nezaket, iyilik, girişimcilik, yaratıcılık, şefkat gibi değerlerimizi beceriye dönüştürerek çocuklarımıza kazandırmalıyız.

Yarın çok geç olmadan harekete geçmeliyiz.

Eğitimin geleceğini ve geleceğin eğitimini yeniden hayal etmeliyiz.

Kaynakça

1. İstanbul Eğitim Zirvesi. (2021). İstanbul: Maarif Vakfı. https://www.istanbuleducationsummit.com/ adresinden alındı

UNICEF. (2020). Responding to COVID. New York: UNICEF. 28.11. 2021 tarihinde https://www.unicef.org/media/100946/file/UNICEF%20Annual%20Report%202020.pdf adresinden alındı


Warning: Undefined array key "sfsi_mastodonIcon_order" in /home/nadircomak/public_html/wp-content/plugins/ultimate-social-media-icons/libs/controllers/sfsi_frontpopUp.php on line 175

Warning: Undefined array key "sfsi_mastodon_display" in /home/nadircomak/public_html/wp-content/plugins/ultimate-social-media-icons/libs/controllers/sfsi_frontpopUp.php on line 268

Warning: Undefined array key "sfsi_snapchat_display" in /home/nadircomak/public_html/wp-content/plugins/ultimate-social-media-icons/libs/controllers/sfsi_frontpopUp.php on line 277

Warning: Undefined array key "sfsi_reddit_display" in /home/nadircomak/public_html/wp-content/plugins/ultimate-social-media-icons/libs/controllers/sfsi_frontpopUp.php on line 274

Warning: Undefined array key "sfsi_fbmessenger_display" in /home/nadircomak/public_html/wp-content/plugins/ultimate-social-media-icons/libs/controllers/sfsi_frontpopUp.php on line 271

Warning: Undefined array key "sfsi_tiktok_display" in /home/nadircomak/public_html/wp-content/plugins/ultimate-social-media-icons/libs/controllers/sfsi_frontpopUp.php on line 265
error

Websitemi Beğendiniz mi? Başkalarının da faydalanması için paylaşır mısınız? :)

Email Gönder
Whatsapp